7 Mart 2014 Cuma

Los Angeles Türk Filmleri Festivali Günlüğü - 1

Geldi geliyor derken 3. Los Angeles Türk Filmleri Festivali’nin (LATFF 0214) açılış günü geldi. Bugün Hollywood’daki Egyptian Theatre’da festivalin resmi açılışı yapılacak. Avni Amca festivalde yarışan 10 kısa filmden bir tanesi. Ben de LATFF ile ilgili blog yazımıza bugünden itibaren başlıyorum. Saat farkı nedeniyle öncelikle son iki günün bir özetini yapacağım. Yarın da festivalin açılışında yaşadıklarımızla devam edeceğim.

LATFF, Los Angeles’ta bulunan sinemaya gönül vermiş bir grup gönüllü gencin girişimiyle başlayan ve her geçen yıl daha ileriye taşıdıkları bir festival. 

Program, resmi açılış öncesi 4 Mart akşamı  finalist olan tüm kısa filmlerin yönetmenlerinin ve LATFF Ekibi’nin katılımıyla Santa Monica’da  güzel bir İtalyan Restoran’ında yenen tanışma yemeği ile başladı.  Çok güzel geçen yemeğin ardından finalistlerin çoğunun Los Angeles’a o gün ve uzun bir yolculukla gelmelerinden ötürü yorgun olmaları nedeniyle konakladığımız LAX Hilton Oteli’ne dönmemizle bitti.

5 Mart sabahı grupça festival ekibinin daha önce tüm finalistlerden istediği Oscar 2014 tahminleri değerlendirmesini yapmak üzere bu yıl University of Southern California’nın (USC) ev sahipliğinde ilki düzenlenecek  LATFF Akademi’nin yer alacağı School of Cinematic Arts‘a gittik. Çok sıcak bir şekilde karşılandık. Bir önceki akşam yemeğinde tanışma fırsatı bulamadığımız diğer LATFF gönüllü ekibi ile de tanıştık. Toplantının en güzel bölümlerinden biri toplantının moderatörü olan ve LA’da doktora yapan sevgili Şebnem’in tüm katılımcılara sorduğu ve cevabını ve nedenini almadan bırakmadığı “en sevmediğin film ve nedeni” sorusu oldu. Hepimiz genelde en beğendiğimiz filmler ve yönetmenler üzerine yoğunlaştığımız için soruya cevap vermekte zorlandık. Bu eğlenceli girişten sonra hemen Oscar değerlendirmelerine geçtik. Benim için günün sürprizi Oscar tahminlerinde en yüksek tahmini  tutturmam oldu. Hem filmleri izlemiş olmak hem de çalışma arkadaşım Gözde Sukmenyıldız’la yaptığımız hararetli tartışmaların güzel bir sonucu oldu.

Öğleden sonrayı Universal Studio’da geçirdik. Özellikle platoların bulunduğu alanda yaptığımız tur sinema adına oldukça etkileyiciydi.  Bu kadar hazır ve gerçekten ayırt edilemeyecek setlerin ve teknolojik olanakların elinin altında olmasını hangi sinemacı istemez.

Universal Studio’da geçirdiğimz güzel zaman sonrası hep birlikte akşam yemeği için Pasadena’daki Cheesecake Factory’e gittik. Cheesecake Factory benim LA’ye daha önceki gelişimde en çok yemek yediğim ve chessecakeleri dışında yemekleri de muhteşem bir yer olduğu için tam bir nostalji oldu. Yemekler her zamanki gibi muhteşemdi. Yemeğin büyük bölümü tahmin edilebileceği gibi sinema sohbetleriyle geçti.

Festivaller özellikle de vizyon şansı olmayan kısa filmlerin seyirci ile buluşmasını sağlayan en önemli fırsat. Bu anlamda bugün başlayacak festivalin hepimiz için çok verimli, güzel ve başarılı geçmesini diliyorum.


Şimdi akşam ki açılış öncesi Saadet Işıl Aksoy ve Nadi Sarıbacak’ın katılımlarıyla gerçekleşecek Oyuncu Gözüyle Sinema  paneline gitmek üzere yazıma ara veriyorum.

Çiğdem Topaloğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder