Festival etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Festival etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2014 Perşembe

Cannes Short Film Corner nedir, ne değildir?

Geçtiğimiz sene iki kısa filmimizle (Avni Amca ve Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı) Cannes Film Festivali’nin kısa film market kısmı olan Cannes Short Film Corner bölümüne başvurduk ve 10 günümüzü Cannes’da geçirdik. Sinemaya gönül vermiş, bu yolda tutkuyla ilerleyen bizler için tarif edilmesi imkansız bir heyecandı. Daha çok o dönemde facebook sayfamızdan paylaştığımız fotoğraflarla sizleri de heyecanımıza ortak etmeye çalıştık.








Kısa filmlerimizin markette tanıtımı, yeni yönetmen, senarist, yapımcı ve oyuncu arkadaşlarla tanışmak, uzun metraj projemiz için finans kaynağı, ortak yapımcı görüşmeleri yapmak gibi bizlere bir çok artısı oldu. En önemlisi de dünya sinemasının kalbinin attığı bir festival olan Cannes Film Festivali’nde bulunma fırsatımız oldu. Geçen sene bu heyecanı yaşadığımız için bu sene de Short Film Corner nedir, ne değildir konulu bir yazı paylaşmak istedik ve hazırladık. 

Hemen ilk hatırlatmayı yapmakta fayda var. Bu sene 14-25 Mayıs 2014 tarihlerinde gerçekleşecek Cannes Film Festivali’nin Short Film Corner başvurularının son tarihi: 4 Nisan 2014. 4 Nisan tarihine kadar kayıt olmanız ve 8 Nisan 2014 tarihine kadar da filminizi online olarak yüklemiş olmanız gerekiyor.

Short Film Corner ne değildir?
Cannes’ın bu bölümü bir yarışma bölümü değildir.


Short Film Corner nedir?
Dünya üzerinden 2.000 küsur kısa filmin kabul edildiği bir kısa film market bölümüdür. Kısa filminizi dünyaya tanıtabileceğiniz ve dünyadan bir çok kısa film izleyip yeni insanlarla tanışabileceğiniz bir platformdur.


Ne gerekiyor?
Öncelikle festivalin bu bölüme başvuru yapacaklar için ön bir kaç kriteri var;
  •           Filmin 1 Ocak 2013 tarihinden sonra yapılmış olması gerekiyor.
  •          Filmin süresinin 35 dk. geçmemesi gerekiyor.
  •           Filmin internette yayınlanmamış olması gerekiyor.
  •           Filmin konu, görüntü, müzik, kurgu gibi unsurlarının sinema estetiği içinde bir kısa film olması gerekiyor.
  •           Bir önceki Short Film Corner’a başvurmamış olmak gerekiyor.
  •           Başvuru yapacak kişi sadece 1 kısa film ile başvuru yapabiliyor.
  •           Cannes Film Festivali sırasında orada olacağınızı garanti etmeniz gerekiyor.

Daha ayrıntılı bilgi için burayı ziyaret edin lütfen: http://www.cannescourtmetrage.com/en/reglement

Bunlara ek olarak bizde bir kaç önemli noktaya değinebiliriz;

-          Başvuru ücretli (95€) (Ama merak etmeyin filminiz yukarıdaki kriterlere uyuyorsa reddilme ihtimaliniz düşük, yarışma bölümleri ücretli olan festivallerde ki gibi bir durum söz konusu değil paranız büyük ihtimalle yanmayacaktır)
-          Yapancı dil bilmeniz gerekiyor. Buna değinmeye gerek var mı bilmiyorum ama özellikle iletişim kurabilecek düzeyde ingilizce bilmeniz oraya gidiş amacınıza ulaşmanızı sağlayacaktır. Bu arada her filmden 2 kişi kayıt yaptırabiliyor. Eğer ingilizceniz yetersizse belki filminizde görev almış ve ingilizcesi yeterli başka bir arkadaşınızla festivalde yer alabilirsiniz. Kısa film marketi olduğu için iletişimin çok önemli olduğuna bir kez daha değinelim tabi ki.
-          Cannes’a ulaşım, orada konaklama ve yeme-içme çok ucuz değil maalesef. Yeterli maddi imkanları olmayanlar için uygun olmadığını söylemeliyiz. Festivalde bulunamayacaksanız da zaten başvuru yapmanız anlamsız olacaktır. Çünkü burada ki asıl amaç filminizi tanıtmak ve sektörle iletişim kurmak. Festivale gidemeyecekseniz kayıt için vereceğiniz 95€’da gereksiz bir harcama olacaktır.
-          Gitmeden önce kalma yerinizi organize etmelisiniz.
-          Yine gitmeden önce filmizin tanıtım materyallerini hazırlamalısınız.


Bizim için rüya gibi hiç unutmayacağımız bir 10 gündü. Fırsatı, imkanı olanlar için kesinlikle tavsiye ediyor ve sinemaya gönül vermiş herkes için mutlaka bir kez deneyimlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Bu sene Short Film Corner’a başvuru yapmış olan arkadaşlar, sormak istediğiniz bir şey olursa seve seve yardımcı oluruz. Bize info@lavantafilm.com adresinden ulaşabilirsiniz.

26 Mart 2014 Çarşamba

10. Akbank Kısa Film Festivali’nin ardından...

Yıllardır takip ettiğim ve kısa film festivalleri içerisinde -sadece kısa filmleri içeren bir festival olmasının yanı sıra- etkinlikleri ile de önemsediğim bir festival Akbank Kısa Film Festivali. 3. kez yönetmen olarak filmlerimle yarıştığım bu festivalde bu sene ilk canlandırma kısa filmim “Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı” ile yer almak heyecan vericiydi.  Aynı zamanda  başka bir heyecan daha yaşadım. Canlandırma filmleri kategorisinde birlikte yer aldığım yönetmen Tuğba Özer’in İki Ağaç filmi de elimin değdiği ve yapım aşamalarında yer aldığım bir kısa film projesiydi.

Festivalin ilk haftası işlerimin yoğunluğu nedeniyle kısa film gösterimlerine ve etkinliklerine katılamadım maalesef. Özellikle bu sene “Deneyimler” bölümünde konuk olan Hayet Benkara’nın söyleşisini kaçırdığım için üzgünüm. Kapanış töreninde gösterilen videoda yer alan söyleşisinden bazı kesitleri izleyince üzüntüm daha da arttı.

Ama haftasonu hemen kendimi Beyoğlu’na attım ve 2 gün boyunca festivale doydum diyebilirim. Feza Çaldıran sette olduğu için yerine gelen “Cevahir Şahin ile Görüntü Yönetmenliği Atölyesi”, “Bir Film Kurgulamak” söyleşisi, “Güven Çatak ile Film Jeneriği Tasarım Atölyesi”, “Cast Direktörleri ve Oyuncu Seçim Kriterleri” söyleşisi haftasonu katıldığım etkinlikler oldu. Aynı zamanda festival kısalarından bir grup kısa filmi izleyebildim. Bir çok festival yarışmasında adını gördüğüm, izleyemediğim ve merak ettiğim bir kaç film vardı bu grupta. Üstüne üstlük şans eseri (yarışma kısa film gruplarından sadece bir tanesini izleyebildiğim için) en iyi belgesel ödülünü alan “Meğer”i de bu grupta izlemiştim. Haftaiçi de filmimin yer aldığı Canlandırma Kısalar bölümünü seyrettim ve “Alternatif Dağıtım ve Fonlama” söyleşisine katıldım.

Atölyeler ve söyleşiler bilgilerimi tazelemek yeni bilgiler edinmek için çok faydalı oldu. Cevahir Şahin’i tanımıyordum, hem Türkiye’de hem de Amerika’da görüntü yönetmeni olarak çalışıyormuş. Tanımış oldum, memnun da oldum. Film jeneriğinin geçmişten günümüze tarihçesini ve örneklerini gördüm. Böyle bir derlemeyi başka bir yerde bulamayabilirdim. Cast direktörlüğü ve filmlerde oyuncu seçimleri konusunda sürekli kafamda soru işaretleri var. Ve açıkcası Aksanat’ta ki söyleşi bazı sorularımı yanıtlasa da sinema alanında ki düzensizlik ve karmaşıklık nedeniyle soru işaretlerimin çoğu aynı yerde duruyor. Zaten bir söyleşide çözülebilecek sorunlar değil, böyle bir beklentim de yoktu. (Bu oyuncu seçimi konusunda ki özellikle kısa film alanında ki problemlere ayrı bir yazı da değineceğim.) Alternatif Fonlama yani aslında söyleşide üzerinde durulan 
Crowdfunding (Kitlesel Fonlama) konusunda da kafamda tam oturmayan şeyler var. Zaten Türkiye’de çok geliştiğini söyleyemeyiz. Başarılı olmuş projelere dair ancak bir kaç örnek verebiliyoruz. Söyleşide de sinema alanında katkısının umut verici olduğuna dair de tam tersi çok katkısı olamayacağına dair de konuşmalar oldu. Ben de tam hangi taraftayım bilemiyorum. Tabi ki sinemanın, kısa filmlerin gelişmesine, yapılabilmesine katkı sağlamasını arzu ediyorum. Ama bunun çok yakın zamanda olmayacağını düşünüyorum, maalesef.


Sonunda festivalin heyecan verici kapanış töreni geldi çattı. Bu sene ödül töreni Zorlu PSM’de yapıldı. Gecenin sunuculuğunu son senelerde olduğu gibi yine Ceyda Düvenci yaptı. Bence çok başarılıydı. Ödüller verilmeye başlandığında dikkatimi çeken küçük bir ayrıntıyla maalesef heyecanım yok oldu. Ödülleri alacak kişiler açıklanıyor ve yönetmenin törende bulunmadığı için onun yerine şu kişi alacak şeklinde anons yapılıyordu. Bu demek oluyordu ki ödül alacak kişiler ödül alacaklarını biliyordu. Daha ilk ödüller açıklanırken bunu fark etmiş olmak bütün heyecanımı yok etti. Bazı festivaller bunu yapıyor ve bence bu doğru değil. Yönetmenlerin ödül törenine katılıp katılmayacakları teyit edilmek isteniyorsa hepsi için ödül almış olana dahi çaktırmadan yapılmalı. Ödül alsam da almasam da ödül töreni sırasında aday olduğum için o heyecanı yaşamak istiyorum ben. Bunu yok etmek anlamlı değil. Biz ödül alamayan bunu en baştan anlayan yönetmenler için ödül töreni sadece “acaba hangi film aldı” merakının ötesine geçmedi. Ödül alan filmlerin yönetmenlerini tebrik ediyorum. Ödül töreni sonrası kokteyl ile 10. Akbank Kısa Film Festivali sona erdi.

Böylece bir festival daha bu senelik tamamlanmış oldu. Emeği geçen, özellikle 10. Senesine ulaşmasına katkı sağlamış olan herkese teşekkürler.


Gözde Sukmenyıldız

14 Mart 2014 Cuma

Los Angeles Türk Filmleri Festivali Günlüğü - 5

Başladı başlayacak derken göz açıp kapayıncaya kadar festivalin kapanış günü geldi. Kapanış günü, akşamı ve ertesi gün İstanbul’a dönüş telaşesi nedeniyle maalesef festivalle ilgili kapanış blog yazımı biraz gecikmeli olarak ancak bugün yazabildim.
* LATFF'in facebook sayfasından alınmıştır.

Festivalin son gününde de yine oldukça hareketli ve yoğun bir programımız vardı. Los Angeles maratonunun bugüne denk gelmiş olması nedeniyle pek çok cadde ve sokak trafiğe kapatılmış olduğu için zaten yol çalışmaları nedeniyle feci olan Los Angeles trafiği daha da feci hale gelmişti. Güne ilk olarak bu yıl jüri başkanlığı görevini de üstlenen değerli yönetmen Reha Erdem toplantısı ile başladık. Toplantının arkasından USC Sinema Okulu öğrencilerinin ödüllü kısa filmlerinden bir seçki izleyeceğimiz için bugünün programının tamamı Egyptian Theatre’daydı. Reha Erdem’le öncelikle yönetmenlik, yönetmenlik vizyonu, yeni bir projeyi geliştirirken nelerden etkilendiği gibi konuların üzerinden geçtikten sonra ağırlıklı olarak kısa filmlerimiz hakkındaki görüşleri, bundan sonra yapmak istediklerimiz gibi daha bizlere ait konular ve kendisine özel olarak sormak istediğimiz sorular üzerine yoğunlaştık. Reha Erdem’in televizyonda birkaç söyleşisini izlemiş olmakla birlikte ilk kez böyle bir ortamı paylaşma olanağı buldum. Diğer konuşmacılarda olduğu gibi kendisi ile de çok samimi geçen bir sohbet  ortamını paylaştık. Havasından mı suyundan mı bilinmez ama biraz Amerika’da olmanın da konuşmacıların bu kadar  rahat ve açık olmalarına katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Aynı kişilerle olmamakla birlikte Türkiye’de benzeri konularda katıldığım söyleşi, panel vb. organizasyonlarda genelde insanlarda bir kasılma durumu ve ciddi bir samimiyetsizlik oluyor. LATFF boyunca bu duruma hiçbir söyleşide rastlamadım. Bu söyleşileri benim için bu kadar eşsiz kılan da sanırım bu durum oldu.

Reha Erdem söyleşisinin ardından LATFF Akademi programının sonuncu aktivitesi olan USC Sinema Okulu öğrencilerinin kısa filmlerinden oluşan bir seçkiyi izledik. Teknik olarak hepsi oldukça profesyonelce ve büyük ekiplerle  hazırlanmış projelerdi. Ancak genel olarak yarışmada yer alan kendi projelerimizle de mukayese  ettiğimde aralarında bariz bir fark gördüğümü söyleyemeyeceğim.

Film programının ardından hızlı bir şekilde kapanış gecesi için üzerlerimizi değiştirmek üzere otele döndük.Diğer katılımcı arkadaşlar üzerlerini değiştirdikten sonra festivalin kapanış filmi olan Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar Filmini izlemek üzere tekrar Egyptian Theatre’a gittiler. Ben maalesef başka bir toplantıya katılmak durumunda olduğum için filmi izleme şansı bulamadım ama en kısa zamanda İstanbul’da izleyeceğim.

* LATFF'in facebook sayfasından alınmıştır.
Festivalin kapanış gecesi için misafirlerle birlikte hep beraber Egyptian Theatre’daki yerimizi aldık. Kısa bir kokteyl sonrası sinema salonuna geçtik ve Mete Horozoğlu’nun sunumuyla ödül töreni başladı. En iyi film ödülünü daha önce pek çok festivalde ödül alan benim de çok beğendiğim filmlerden biri olan sevgili Onur Yağız’ın Patika adlı filmi aldı. Seyirci ödülünü Nadim Güç’ün Yolculuk adlı filmi, jüri özel ödüllerini de sevgili Barış Çolak’ın Birlikte ve sevgili Cihan Sağlam’ın Kor adlı filmleri aldı. Genç sinemacı arkadaşlarımın hepsi çok güzel konuşmalar yaptılar. Genelde ben bizim sinemacıları konuşma özürlü bulduğum için bu genç arkadaşlarımın başı sonu belli, ne dedikleri anlaşılan konuşmalar yapmalarından ötürü çok mutlu oldum. Hepsinin başarılarının devamını diliyorum.
Gece LATFF Ekibi’nin düzenlediği güzel bir after party ile devam etti. Festivale emeği geçen, gönüllüsünden jüri üyesine, yönetmeninden oyuncusuna kadar herkes oradaydı.  Çok neşeli, bol sohbetli güzel bir after party oldu. Ama bence after party’e damgasını vuran o eşsiz lezetteki humustuJ.

Adet olduğu üzere acısıyla tatlısıyla diyerek bir festivali daha arkamızda bıraktık gibi jenerik cümleler kurarız ama bu festivalin bence geneli tatlıydı. İçeriği, özellikle genç sinemacıların vizyonuna kattıkları,
 Türk sinemasının gerek yakın döneme damgasını vuran ve festivallerde ülkemizi başarıyla temsil eden filmlerinin gerekse festivaller dışında vizyon şansı çok düşük olan kısa filmlerin seyirciyle buluşmasına olanak sağlamasıyla çok başarılı bir festivaldi. Bu yıl 3. sü düzenlenen bu genç festivalin sağlıklı şekilde ve başladığı gibi güzel başarılarla büyümesi ve daha nicelerinin düzenlenmesi için elimizden gelen desteği vermeliyiz.

Bu festivalin düzenlenmesine emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ve sevgilerimi iletiyorum.

Çiğdem Topaloğlu


13 Mart 2014 Perşembe

"Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı" Gösterim Programı




Animasyon filmimiz "Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı" 10. Akbank Kısa Film Festivali'nde yarışıyor ve festival kapsamında Canlandırma Kısalar (A) grubu içinde Aksanat Beyoğlu'nda gösteriliyor!

Gösterim Tarihleri:

13 Mart 2014 Perşembe - Saat: 13:00 / Aksanat Beyoğlu
18 Mart 2014 Salı - Saat 15:30 / Aksanat Beyoğlu

Programın ayrıntılı bilgisi için: http://www.akbanksanat.com/kisa-film-festivali/program/tarih