lavanta film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lavanta film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2014 Perşembe

"Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı" Gösterim Programı




Animasyon filmimiz "Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı" 10. Akbank Kısa Film Festivali'nde yarışıyor ve festival kapsamında Canlandırma Kısalar (A) grubu içinde Aksanat Beyoğlu'nda gösteriliyor!

Gösterim Tarihleri:

13 Mart 2014 Perşembe - Saat: 13:00 / Aksanat Beyoğlu
18 Mart 2014 Salı - Saat 15:30 / Aksanat Beyoğlu

Programın ayrıntılı bilgisi için: http://www.akbanksanat.com/kisa-film-festivali/program/tarih

9 Mart 2014 Pazar

Los Angeles Türk Filmleri Festivali Günlüğü - 3

Bugün (7 Mart) harika bir gündü. Güne ilk olarak USC”nin Motion Capture Laboratuvar’ını ziyaret ederek başladık. Yaklaşık iki saat oradaydık ve bozuntularının yöneticisi Eric’ten inanılmaz bilgiler öğrendik. Avatar filminin bazı sahnelerinin ve karakterlerinin nasıl dizayn edilip hayata geçirildiğini görmek müthiş bir tecrübeydi. Türkiye’de teknoloji ne zaman bu seviyeye gelir hiç bilmiyorum ama tek bildiğim dünyada çok hızlı ve  başarılı bir şekilde ilerlediği.

Günün 2. programı Yozgat Blues filminin yönetmeni Fazıl Coşkun ile söyleşiydi. Filmi daha önce iki kere izlediğim ve gala sonrası Fazıl Coşkun’la otelde uzun uzun sohbet ettiğim için söyleşi benim açımdan daha durağandı.





Günün 3. ve son programı hem USC senaryo profesörlerinden hem de Sundance senaryo laboratuvarı başkanı Howard Rodman ile yapılan söyleşiydi. Bu söyleşi de çok başarılı geçti. Howard Rodman sorularımızı içtenlikle cevaplamanın yanı sıra kendi yazım tarzı ile bizler için güzel bir örnek oldu.


Saat yaklaşık 16:00’da biten programın ardından hep beraber Venice Beach’e gidip ayaklarımızı okyanusa soktuk. Orada geçirdiğimiz kısa bir zaman sonrası aksam yemeği için  Santa Monica’ya Bubba Gump’a  gittik. Çok eğlenceli bir yemek oldu.


Yarın biz kısacılar için büyük gün çünkü filmlerimizin gösterimi olacak. Heyecanla bekliyoruz.
Çiğdem Topaloğlu

8 Mart 2014 Cumartesi

Los Angeles Türk Filmleri Festivali Günlüğü - 2

6 Mart gününe ilk olarak USC sinema okulunda düzenlenen Nadir Sarıbacak ve Saadet Işıl Aksoy'un  ayrı ayrın bölümler halinde katıldığı Oyuncu Gözüyle Sinema  söyleşileriyle başladık.

Soru cevap şeklinde düzenlenen söyleşi her iki oyuncunun da samimi cevapları nedeniyle çok keyifli geçti. Nadir Sarıbacak'ın  bugüne kadar  hemen hemen bütün oynadığı filmleri  ve farklı röportajlarını izlemiş olmama rağmen oyunculığa yaklaşımı konusundaki görüşlerini bu ortamda bizzat kendisinden duymaktan mutlu oldum. Böylece  her oynadığı karakteri nasıl bu denli gerçek yansıtabildiği konusunda daha derin bilgi sahibiyim. Ayrıca yönetmen- oyuncu ilişkisi konusunda  kendi deneyimleri üzerinden verdiği somut örnekleri de çok ışık tutucu buldum.  Bir gün birlikte bir projede çalışma fırsatımız olursa  bu bilgiler kesinlikle çok işime yarayacak :)

Saadet Işıl Aksoy genç oyuncular içinde farklı bir çizgide ilerlediğini düşündüğüm ama uzaktan tarz olarak biraz soğuk bulduğum bir oyuncuydu. Fakat bu söyleşi sonrası bambaşka, son derece sıcakkanlı ve paylaşımcı bir tarzı olduğunu görmek beni hem çok şaşırttı hem de mutlu etti. İzlediği yol ve çabaları nedeniyle başarısının tesadüf olmadığını çok net olarak gözlemleme olanağı buldum. Ayrıca uluslararası arenada var olma ve menejerlerle çalışma yöntemleri konusunda da kendisinin bugüne kadar yaşadığı ve söyleşide paylaştıkları sayesinde farklı bilgiler edindim.  Türk sinemasının bu yolda ilerleyecek oyunculara da çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir ülke sinemasının farklı coğrafyalarda tanınmasında yönetmenler ne kadar önemli rol oynasa da o ülkenin uluslararası arenada şöhret olan oyuncularının da bunda büyük katkıları olduğuna inanıyorum.

Güzel geçen bu sabah programı sonrası nihayet günün en heyecanlı bölümü olan Festivalin açılış programına geldik. Saat 6 itibariyle misafirler, biz finalistler ve festival katılımcıları kokteylle başlayan programa katılmak üzere Egyptian Teahtre'da yerlerimizi almaya başladık. Gece LATFF ekibinin ve gönüllülerinin sıcak karşılaması ile başladı. oldukça başarılı bir açık büfe ikramının arkasından kırmızı halı programımız başladı. Kırmızı halıda tüm finalistlerle tek tek röportajlar yapıldı. Bunlar daha sonra LATFF web sayfasında yayınlanacak.







Kırmızı halıyı takiben tüm misafirler ve katılımcılar festivalin açılış filmi olan Yozgat Blues'u izlemek üzere salona geçti. Gecenin sunuculuğunu Mete Horozoğlu yaptı. Film öncesi LATFF ekibinin festival için hazırladığı çok yaratıcı bulduğum ve müziklerini de aynı zamanda LATFF Yönetim Kurulu'unda bulunan değerli müzisyen Rahman Altın'ın yaptığı tanıtım filmini izledik.




Tanıtım filminin ardından film gösterimine geçildi. Altyazı konusunda yaşanan ufak bir teknik problem bu kadar emek verilen bir konu ile ilgili biraz moralleri bozsa da sorunun çözülmesi ardından filmin yönetmeni Fazıl Coşkun oyuncuları Ercan Kesal ve Nadir Sarıbacak ile yapılan söyleşi ile gece güzel bir şekilde sonlandı. Film hakkında farklı farklı yorumlar yapıldı. Genel olarak Fazıl Coşkun soruların çoğuna  detaylı ve doğru cevaplar verdi.


Ve gece son sorunun cevaplanması ile son buldu.

Çiğdem Topaloğlu

3 Mart 2014 Pazartesi

Lavanta’dan Haberler!

Kısa kısa facebook sayfamızdan ve blogtan duyurduğumuz bizden haberleri derlediğimiz ve önümüzde neler olduğuna değindiğimiz bir yazı ile karşınızdayız.
  • Bugünlerde güzel bir heyecan yaşıyoruz. Sondan bir önceki kısa filmimiz “Avni Amca” Los Angeles Türk Filmleri Festivali’nde yarışıyor. Filmimizin yönetmeni Çiğdem Topaloğlu filmimizi temsil etmek üzere festival boyunca Los Angeles’ta olacak. Aynı zamanda bize Los Angeles’tan ve festivalden haberler verecek. Bu haberler önümüzde ki hafta bloğumuzda yer alacak.

  • Kültür Bakanlığı’ndan aldığımız destekle çektiğimiz son kısa filmimiz “Şaka Gibi”nin çekimlerini Ekim ayında tamamladık. Kurgusu, müziği, colorı derken bu tarihe kadar geldik. Çocuklara yönelik bir kısa film olan “Şaka Gibi” hakkında daha fazla bilgi ve fragmanını yakında ayrı bir yazı ile paylaşacağız. Şu an ilk defa bir kısa filmimiz için ingilizce seslendirme yaptırıyoruz. Filmimizin bir çocuk filmi olması ve ingilizce ile Türkiye dışında da daha geniş bir çocuk izleyiciye ulaşacağımızı düşündüğümüz için böyle bir alternatifi değerlendirmeye karar verdik. Nasıl bir sonuç çıkacağını biz de merekla bekliyoruz. J

  • Heyecanlı olduğumuz diğer bir konu ise Kültür Bakanlığı’ndan destekle gerçekleştirdiğimiz animasyon filmimiz “Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı”nın 10. Akbank Kısa Film Festivali’nde Canlandırma Bölümünde yarışıyor olması. 10-20 Mart 2014 tarihlerinde Akbank Sanat Merkezi’nde seyirci ile buluşacak olan festivali yakından takip edeceğiz. Festival hakkında bilgilere buradan ulaşabilirsiniz: http://www.akbanksanat.com/kisa-film-festivali/program/tarih

  •  Önümüzde ki günlerde Los Angeles’dan haberler dışında bloğumuzda kısa film hakkında daha fazla bilgi paylaşımında bulunmaya karar verdik. Deneyimlerimizi ve naçizane bildiklerimizi içeren bazı yazılar derledik. Bunları önümüzdeki haftalarda paylaşmaya başlayacağız. 

  • Bir de bir sürprizimiz var! Bir süredir hazırlıklarını yaptığımız ve ilk defa yapacağımız bir işe başlıyoruz. Ama şimdilik sürpriz yakında sizlerle paylaşacağız! J



Bizden haberler şimdilik bu kadar...

26 Şubat 2014 Çarşamba

28 Ocak 2013 Pazartesi

"Avni Amca" Kamera Arkası Klip - 1


"Avni Amca" kısa filmimin çekimlerinin kamera arkası görüntülerinden oluşan klip...
Çekimler, Kurgu ve Müzik: Onat Esenman

18 Ocak 2013 Cuma

In the ordinary lies something extraordinary



Where shall I begin and what shall I write about on my first Lavanta blog? The answer that comes to mind is that I should write about something that is on my mind, something that comes from the heart. When it comes from the heart, I have nothing to lose as I do this for myself.


Today I want to express my sincere appreciation to Cigdem and the entire Lavanta team for including me as a member. To work amongst a lovely group of people who share the same dream of making beautifully written scripts come alive.  Beautiful stories about ordinary life, but in this ordinary lies something extraordinary. I suppose it only depends on how you look at it.  Have we forgotten the simplicities of life, about the small things that can bring us so much joy?  Or are we always in pursuit of achievement, recognition, running after the next latest and greatest thing to bring us only temporary happiness? 


Simplicities that bring joy, what are they? The answer lies in the experiences that touch the human heart, the human spirit, nothing more, nothing less.  And Lavanta’s project Uncle Avni, sends such a meaningful message. It is the touching story about a relationship that develops between an elderly man and a young woman. Showing compassion, sensitivity for another human being without any expectations, so simple but so deep.
 
As filming time approached, I had the opportunity to meet the special cast of actors during their first reading rehearsals. Toron Karacaoglu, Zerrin Nisanci, Canan Okan, Coskun Ozmeric, Elif Atakan and Beyza Sekerci, a harmonious group who were compassionate about helping one another be the best that they could be. During all of the rehearsals I listened to them like a fly on the wall, absorbing their energy.  It was beautiful to see them personifying their characters and giving each other feedback and support. Within a short period of time, they became their new characters, full of emotion.  At times, I was touched and had to hold back the tears that began to surface.  How amazing it must be as an actor to immerse yourself into another character and really absorb that role.  To go through life playing so many different people, such a enriching experience.

May each and every one of them shine bright to illuminate the spirit of Uncle Avni. And may Uncle Avni’s creator, the Lavanta Team, continue to create exceptional characters that bring beautiful messages to our lives.
                                                                                                                                       Denise Gelis

17 Ocak 2013 Perşembe

“Avni Amca” Çekim Günlüğü


1 yıl önce senaryosunu yazarak çalışmalarına başladığımız kısa film projemiz Avni Amca’nın çekimlerini 20-21-22 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdik. Tüm süreci zamanı geldiğinde sizlerle paylaşmak için bir günlük tuttuk ama şimdi dayanamayıp çekim günlerinin günlük özetlerini sizlerle paylaşmak istedik. Bizim için hem yorucu hem de bir o kadar eğlenceli geçen çekimleri sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.



Çekimlerin ilk günü olan 20 Aralık 2012 Perşembe günü erken saatlerde uyandık ve camdan baktığımız an şok geçirdik. Evet Aralık ayındaydık, evet soğuk hatta yağmurlu olabilirdi, evet hava durumuna baktığımızda kar yağışlı olabileceğini görmüştük ama bütün yolların kar tutacağını bunun ekibin ve oyuncuların sete geliş güzergah ve zamanlarını tamamen değiştirebileceğini düşünememiştik. Tam da tüm bu nedenlerle tahmin ettiğiniz gibi ilk set günü çekime başlama saatimizde bir miktar aksama oldu. Ama neyse ki tüm ekip ve oyuncular sonunda bir aradaydık, set hazırlandı ve çekime başladık. İlk plan çekimi sonrası yönetmenimiz Çiğdem Hanım’ın “tamam oldu!” sözleri ile klasik bir alkış yükseldi. Günün son planına kadar da sanırım tüm enerjimizi bu ilk alkıştan aldık. 

1. çekim günü geç saatlerde bitti. Ertesi gün setimiz aynı mekanda olduğu için her şeyi olduğu yere bırakıp hızla evlerimize dağıldık. Hepimiz biraz yorgun biraz ilk günün heyecanını atlatıp “tamam işte başardık ilk gün bitti!” güveniyle uykularımıza daldık. Bu cümle özellikle 1 yıldır hayalini kurduğumuz son bir aydır gece gündüz üzerinde çalıştığımız bir proje olduğu için bizim için çok şey ifade ediyordu.

Çekimlerin 2. günü 21 Aralık 2012 Cuma günü... Kar hafif yağmaya devam ediyor ama bir önceki günden hazırlıklıyız. Ekip ve oyuncular evlerinden nereden sete geleceklerini ve ne kadar zamanda geleceklerini bilerek çıkıyor. Eee tüm ışık, ekipmanlarımız da bir önceki günden aynı yerlerinde duruyor... Set tam saatinde başlıyor. Ama başlarken ne kadar uzun sürebileceğini bilmiyoruz tabii J. Planlar, sahneler arka arkaya geçiyor. Bugün hem figürasyonlu kalabalık sahnelerimiz var hem de Avni Amca’nın evindeki tüm sahnelerimizi çekimlerini tamamlamamız gerekiyor. Figürasyon için gelen yardımcı oyuncularımız tam saatinde setteler ama çekimler biraz uzadı, bu nedenle onları bir kaç saat bekletip ancak sete alabildik. En kalabalık sahnemizi de sorunsuzca bitirip halen mekandan çıkmadan çekmemiz gereken diğer sahnelerimize geçiyoruz. Bu arada bazı oyuncularımız paydos etti bile. Kısa filmimizin kısa günlerinde kısa bir süre için çok güzel bir çalışma yaptığımız için kendilerine teşekkür edip yolcu ettik. Çekimlere kaldığımız yerden devam ettik.
Sabaha karşı geç saatlerde halen süren hummalı çalışmalarımızda bazı oyuncularımız dinlendi ya da kendilerini meşgul edecek şeyler buldular ama hiç yüzlerini asmadan bir kere olsun “daha bitmedi mi? Ne zaman bitecek?” demeden bizimle canla başla çalıştılar. Onlara teşekkürümüzü ayrıca başka bir yazı ile de yapacağız ama yine de bu vesile ile de yapmış olalım. Teşekkürler! 2. gün çekimler uzun ve yorucu sürdü yine de ertesi gün son gün olduğu için içimizi bir hüzün kapladı.

Çekimlerin 3. günü 22 Aralık 2012 Cumartesi günü... Günün ilk sahnesi dış çekim ve hava çoookkk soğuk, gerçekten donduk.


Çekimlerimizi sorunsuz tamamlamak kadar oyuncularımızı üşütmemek de en önemli  hedeflerimizden... Harika! Dış çekim tam saatinde başladı ve tam saatinde bitti. Ardından bir mekan değiştirmemiz ve Ataşehir’den Ömerli’ye gitmemiz gerekiyordu. Ve Ömerli’deyiz! 2 günlük deneyimliyiz artık. Hızlıca yerleştik ve başladık son 2 sahnemizi çekmeye... Az kaldı bitti bitiyor derken  Avni Amca çekimleri 3 gün süren yoğunluk, yorgunluk ve heyecan arasında bitti. Şimdi başka bir macera başlıyor. 3 günde çekilen görüntülerin izlenmesi, planların ardından sahnelerin bağlanması... Film 1 yıl önce kağıtta yer alıyordu, 1 ay önce ekibin kafasında ardından oyuncuların kafasında canlandı bir araya gelip kafalarımızda canlanan filmi kayıt altına aldık ve sonunda herkesin izleyebileceği hale getirmeye çalıyoruz. Şu an elimizde ilk ham kopyamız var.  Uzun ve heyecan verici yolun sonuna ama aynı zamanda başka bir yolun da başına geldik. Film bizim için bitiyor, izleyenler için başlıyor... İyi seyirler...

14 Aralık 2012 Cuma

Uzun bir aradan sonra merhaba!


Aslında böyle uzun bir ara vermeyi hiç istemedik ancak insan kendini bazen yaşamın hızlı temposuna öyle bir kaptırıyor ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Yazı yazma konusunda bizim de başımıza bu durum geldi. Görüşmediğimiz süre içinde aslında paylaşmak isteyeceğimiz pek çok güzel gelişmeler oldu. Ama o, bugün yarın dediğimiz ertelemeler bizi bu güzel haberlerimizi sizlerle paylaşmaktanalıkoydu. Şimdi asla geç değil felsefesiyle yazılarımıza yeniden başlıyoruz. Seneyi yazılarımızla kapatıp yeni seneyi yazılarımızla açmak istiyoruz. Bu kez işi daha sağlama almak amacıyla farklı bir yapılanmaya gittik. Yılbaşından itibaren her hafta sizlere Lavanta haberlerinin ve yazıların yanı sıra ekibimizin bize en pozitif enerji veren, motivasyonumuzu hep yüksekte tutan sevgili üyesi Uluslararası İlişkiler ve Sponsorluktan sorumlu arkadaşımız Denise’in yazılarıyla da sesleneceğiz. Denise sinema ve bu konuda dünyada özellikle de Amerika’daki gelişmelerin yanı sıra, anılar, kişisel gelişim, yaşam tecrübeleri, bizi etkileyenler, bizim etkilendiklerimiz gibi farlı konularda hazırlayacağı yazılarla da paylaşımlarda bulunacak. Bazen yazıları Denise’in orijinal Türkçesi ile yayınlayıp yazıdan yazıya Türkçesinde nasıl ilerleme kaydettiğine tanık olacağız.
Şimdi de biraz bu uzun arada biz neler yaptık kısa kısa onlara bakalım.
  • Öncelikle bizi 2012’in ilk mutlu eden haber şüphesiz ekibimizin üyesi Gözde’nin canlandırma projesinin Kültür Bakanlığı’ndan destek alması oldu. Burçin’in 3D’de yarattığı güzel çalışmayla hepimizi çok mutlu eden bir proje ortaya çıkardık. Tabii ki bu projeyi bu kadar kısa geçmeyeceğiz. Bu konudaki detaylı yazıyı Gözde kaleme alacak.
  • İkinci güzel gelişme teknik altyapımızı istediğimiz gibi güçlendirmemizle ilgili  oldu. Tam 5D Mark II alalım diye harekete geçmişken 5D Mark III çıkınca hemen onu almaya karar verdik. Gerçekten çok üstünlükleri olan, küçücük boyuna rağmen  peformansı ile bizi her çekimimizde kendine hayran bırakan bir takım arkadaşı kazandık sayesinde. 
  • Kameramızı da almışken hemen bir şeyler çekelim dedik ve aldık kamerayı elimize biz bize eğlenceli bir video çektik.  Ayrıntılarını yakında sizlerle paylaşacağız. 
  • Haziran ayında Lavanta ekibi olarak Shanghai Film Festivali’ndetanıştığımız ve sonrasında güzel bir dostluk kurma fırsatı bulduğumuz Alman yapımcı arkadaşımız Eva’yı ağırladık. Özellikle potansiyel ortak yapım işbirlikleri için yakın gelecekte çok farklı işbirlikleri içinde olabileceğimizi düşünüyoruz.
  • Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız uzun metraj projemizinsenaryosunu tümüyle tamamladık.  Hatta Amerika’ya gönderip önemli bir senaryo doktorunun projemizle ilgili görüşlerini aldık. Kendisi ile birlikte hem bizi hem projemizi çok geliştiren güzel bir süreç yaşadık. Ancak projemizin özellikle de %30’luk bir kısmının Türkiye’den oldukça uzak diyarlarda geçiyor olmasından kaynaklanan yüksek bütçesi nedeniyle onu bir süre bekletip daha çabuk ve rahat hayata geçirme fırsatı bulacağımız  başka bir projemize ağırlık vermeye karar verdik.
  • Yeni uzun metraj projemizin de senaryosunu yeni tamamladık. Şimdi işin en zorlu süreçlerinden birini, yurt içinden ve yurt dışından ortak yapımcı bulma sürecini deneyimliyoruz. Hedefimiz Eylül 2013’de çekimlerimize başlamak.
  •  Kasım ayında aslında birebir çalışma alanımıza girmeyen ama bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında yapıldığı için içinde yer almaya karar verdiğimiz Coface Türkiye çalışanlarının TOG yararına sahneye koyduğu “Bana Bir Şeyler Oluyor” adlı tiyatro oyunun çekimlerini yaptık. Bizim için çok eğlenceli bir süreç oldu. Bu projede yer almaktan çok mutlu olduk. 
  •  Ve geldik 2012’nin bizim açımızdan en önemli olayına. Bir yıldan uzun bir süredir üzerinde çalıştığımız  “Avni Amca” adlı kısa metraj projemize…  Çekimlerini 20-23 Aralık 2012 tarihleri arasında tamamlayacağımız projemiz  Profilo Dayanıklı Ev Aletleri’nin bize verdiği sponsorluk desteği ile çok daha güçlendi. Projemize inanarak bize verdikleri destek için sponsorumuza teşekkür borçluyuz. “Avni Amca” için bir günlük tutuyoruz ve projemizi tamamladıktan sonra diğer tüm kısa film yapmak isteyenlere örnek olması için yayınlayacağız ama bu yazımızdan itibaren Avni Amca’nın ekibi ve çekim süreci ile ilgili gelişmeleri buradan aktarmaya başlıyoruz.
Yazımızın başında  uzun bir ara verdik demiştik… Bu uzun ara kısa bir yazıyla kapatılamayacağı için bu uzun yazıyla arayı kapatmaya çalıştık. :)